Bu site, tarayıcınız için sınırlı desteğe sahiptir. Edge, Chrome, Safari veya Firefox'a geçmenizi öneririz.

Etik Hediye Seçim Rehberini İncele! - Şimdi Keşfet

        

Local Makers Yeni Gelenler - Şimdi Keşfet

        

Bergama'nın Mistik Dokusunda Bir Hayatın Yeniden Keşfi: Damla'nın Yolculuğu

Bir şehir hayatının karmaşasından, doğanın kucağına, tarihin derinliklerine bir yolculuk... Damla'nın hikayesi, birçok kişinin hayal ettiği ancak cesaret edemediği bir değişimin öyküsünü barındırıyor. Mütercim-Tercümanlık mesleğinin yanı sıra doğa ile iç içe bir yaşamı tercih ederek, Bergama'nın sakin bir köyünde kendine yeni bir hayat kurmayı seçmiş bir kadının ilham verici serüveni. Bu röportajda, Damla ile İstanbul'un gürültülü sokaklarından, Ege'nin sakin ve bereketli topraklarına uzanan yolculuğunu, yeni keşiflerini, tutkularını ve yaratıcılığını dokuduğu projeleri konuşuyoruz. Damla'nın hikayesi, hayatınızda yeni kapılar aralamak isteyen herkese ilham veriyor, buyrun sohbete!

Bize biraz kendinden bahsedebilir misin? Kısaca Damla neler yapar, bu aralar nelerle uğraşıyorsun?

İsmim Damla. Asıl mesleğim Mütercim-Tercümanlık. Yaklaşık son 8 yıldır freelance olarak çalışıyorum. Bunun dışında pek çok ilgi alanım ve uğraşım var. Doğada olmayı, toprakla ve bitkilerle haşır neşir olmayı çok seviyorum. 2 yıldır Bergama’nın bir köyünde yaşıyoruz. Ve buraya yerleştikten sonra yeni kapılar açılmaya başladı hayatımda. Bir süredir dokumacılık üzerine çalışıyorum. Bergama bunun için inanılmaz bir kaynak. Ayrıca, Bergama’ya taşındıktan sonra eşimle birlikte ilk hayalimiz @kaikosevi ’ni hayata geçirmek oldu. Bu vesileyle çok güzel insanlarla tanışıyoruz. 

Bergama'ya taşınma sürecinizden bize bahseder misin? 

Tabii. Çoğu kişi bunun pandemiyle bağlantılı olduğunu düşünüyor ilk duyduğunda. Ama biz İstanbul’dan taşınma kararını 2018 yılında aldık. Çünkü artık şehrin kalabalığı, karmaşası çok yormaya başladı bizi. Ve uzun vadeli düşünmeye başladığımızda İstanbul’da kendimize bir gelecek göremediğimizi fark ettik. O yüzden İzmir çevresinde yaşayabileceğimiz bir yer aramaya başladık. Özellikle ben kırsalda yaşamak istedim. Bir yakınımızın Bergama’da zeytinliği vardı. Zaman zaman oraya geliyorduk zeytin toplamak için. Bu vesileyle Bergama’yı tanıma şansımız oldu. Tarihi ve kültürel mirası, lokasyon olarak hem İzmir’e hem de sahil şeridine yakın oluşunu çok sevdik. Ve sonra Bergama’nın köylerini araştırmaya başladık. Bergama’da yaşayan bazı tanıdıklara sorduk derken şu an yaşadığımız köyde 2020 yılında bir ev bulduk. İlk yılımız bizim için deneme süreciydi. Her ne kadar bunu uzunca bir süredir hayal ediyor olsak da gerçekten bize uygun mu değil mi, köyü sevecek miyiz gibi soru işaretlerimiz vardı. O yüzden sık sık İstanbul’dan köye gelip burada vakit geçirdik. Böylece hem çevreyi daha iyi tanıma hem de evin eksiklerini adım adım giderme şansımız oldu. Tabii ki bu arada İstanbul’daki hayatımızı da ona göre düzenledik. Bir yılın sonunda artık köye tamamen yerleşmeye karar verdik. Eşim o dönemde uzaktan çalışıyordu. Ben de kendi işimi yaptığım için bu kararı vermemiz daha kolay oldu. Ama tabii pek çok bilinmez bizi bekliyordu. Köye geldikten sonra öğrendiğim bir söz var: “Kul kurar, kader güler.” Gerçekten taşındıktan sonra düşünmediğimiz, beklemediğimiz pek çok zorlukla karşılaştık. Ama tüm zorluklarına, yorgunluğuna rağmen hiç pişman olmadık.  

Öncesinde neler yapıyordun, ne zamandır Bergama'dasın? 

2021 yılından beri Bergama’da yaşıyorum. İstanbul’dayken La Planta @laplantadesign isimli bir marka kurmuştum. Aslında hobi olarak başladığım bir şey sonrasında işe dönüştü. İlk başladığımda sadece saksı boyuyordum. Ama sonra iç mekân bitkileri eklendi. Derken çiçek aranjmanları yapmaya başladım (@laplantafloraldesign). Ofis bitkilendirme projeleri yaptım. Bireysel ve kurumsal atölyeler düzenlemeye başladım. Pek çok markayla bitki ve doğa temalı iş birliğimiz oldu. Bitki bakımı konusunda sorun yaşayanların evlerine ve ofislerine gidip birebir bitki bakımı yaptım. Kuzguncuk’ta bir dükkanımız vardı. Bu benim için bir hayaldi ve bunu gerçekleştirebildiğim için çok mutluyum. Orada pek çok bitki severle buluştuk. Tabii ki Kuzguncuk’tan ayrılma kararı da hiç kolay değildi. Ama pandemiyle birlikte işimin büyük çoğunluğu online’a taşındı. Atölyeleri artık hep online yapıyorduk. Bitki bakımlarını da online’a taşıyıp kişiye özel bitki bakımı seansları yapmaya başladım. Zaten e-ticarete öncesinde başlamıştık. O yüzden koşullar da Bergama’ya geçişimizi kolaylaştırdı. Şimdi ise La Planta üzerinden kurumsal atölye ve marka iş birlikleri ile online bitki bakımı seansları devam ediyor. 

 

Bergama'da günlük hayatınız nasıl geçiyor, rutinleriniz neler? 

Köye taşındıktan sonra ailemize katılan Luna isimli bir köpeğimiz var. Ama onun dışında yine sokakta baktığımız köpeklerimiz var. Yaz kış demeden sabah ilk iş onlarla ovada yürüyüşe çıkıyoruz. Sonrasında ufak bir kahve molası verip mevsime bağlı olarak ben bahçe işleriyle ilgileniyorum. Özellikle yazın hava çok ısınmadan sabah erken saatlerde bahçe işlerini halletmek gerekiyor. Ben permakültür ve tıbbi aromatik bitkilerle ilgileniyorum. Öğrendiklerimi bahçemizde deniyorum. Mutfak artıklarımızı kompost yapıyorum. Yetiştireceğimiz sebzelerin fidelerini tohumdan kendim üretmeye çalışıyorum. Dolayısıyla bunların hepsi oldukça vaktimi alıyor. Perşembe günleri yakındaki bir köyde pazar kuruluyor. Genellikle oraya gidiyoruz Perşembeleri. Bazen Bergama merkeze gitmemiz gerekiyor. Burada en çok sevdiğimiz şeylerden bir tanesi de trafik gibi bir sorunumuz olmadığı için günübirlik pek çok yere gidip gelebilmek. 

Kuzey Ege'nin senin/sizin için özel köşeleri var mı? * Çevrede uğramayı sevdiğin yerler / mekanlar alışkanlıklar var mı? 

Öncelikle Bergama’daki tarihi ve kültürel dokuyu çok seviyorum. Ara ara Asklepion’a gitmeyi çok seviyorum. Onun dışında merkezdeyken Çınarlı Kahve’de çay, kahve içmek; Bereket Kahvaltı salonunda kahvaltı yapmak, antikacıları dolaşmak en sevdiğim şeyler arasında. Bergama dışında Ayvalık ve Cunda (tabii ki sezon dışı) çok sevdiğim yerler. Yazın Bademli ve Çandarlı’da denize girmek diyebilirim. Ve tabii ki daha da kuzeye gittiğimizde Kaz Dağları benim için inanılmaz bir bölge. 

Son olarak yakın zamanlarda seni heyecanlandıran bir yenilik, değişiklik var mı hayatında? 

 

Evet, bir süredir beni çok heyecanlandıran yeni bir marka üzerinde çalışıyorum: “qirqit studio”. Marka ismini, halı ve kilim dokumada kullanılan “kirkit”ten alıyor. Çok uzun yıllardır özellikle bir kilim tutkum var. İşin içine girdikçe daha da beni kendine çekmeye başladı. Büyülü bir dünya benim için. Aslında aile geçmişimizde de var dokuma. Halalarım halı dokurdu. Çocukluğumdan da birkaç anı var zihnimde. Bir yandan dokumayı öğrenirken asıl hedefim; bu işi yapan kadınlarla bir dayanışma halinde, unutulmaya yüz tutmuş halı ve kilim dokuma geleneğinin devam etmesine aracılık edebilmek. Marka rengini de kökboyadan alıyor. Bu aynı zamanda benim için bir köklere, öze dönüş hikayesini ifade ediyor. Çünkü qirqit studio benim kendimi keşfetme yolculuğumun bir yansıması olarak doğdu ve gelişmeye devam ediyor. Bu yolculuğun köklerimizi hatırlamaya aracılık etmesini diliyorum. Çok yakında Bergama’daki Arasta’da atölyemiz de açılmış olacak. Yolu Bergama’dan geçen herkesi beklerim. 

Bu keyifli keşfin röportajı & fotoğrafları için Fikret Kuşadalı'ya teşekkür ederiz. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yorum bırak

Lütfen unutmayın, yorumlar yayınlanmadan önce onaylanmalıdır.

Alışveriş Sepeti

Satın alınabilecek başka ürün yok

Sepetiniz şu anda boş.