Türkiye ve yurtdışındaki farklı sektörlerde birçok şirkete sürdürülebilirlik danışmanlığı yaptıktan sonra edindiğim deneyimlerle kendi sürdürülebilir markamı yaratmak istedim.

Bireysel hayatımda yer vermediğim ve Türkiye’de henüz pek alternatifinin bulunmadığı tek kullanımlık ürünlere bir çözüm ararken good earth ortaya çıktı. Her kullandığımda vicdanımı rahatsız eden tek kullanımlık kağıt havlulara bir alternatif arayışındaydım ve good earth’ün ilk ve anahtar ürünü olan tekrar kullanılabilir rulo havluları deneyimleyen ilk kişi ben oldum.

Ekolojik ürünlerin çevre için yarattığı değer tartışılmaz. Ancak bu deneyimle birlikte, günlük hayatın yoğunluğunda pratiklik ve hayatı kolaylaştırmanın da bir artı değer olduğunu fark ettim. Bu nedenle, rulo havlularla başlayan "ekolojik ama pratik" yaklaşımım, sonraki ürünlerde de kendini gösterdi. good earth’ü kurarken amacım sadece bir marka yaratmak değildi; good earth’ü bir paydaş olarak konumlayıp, bilinçli tüketim hareketi oluşturmak istedim.

good earth, bu farkındalık iletişimini biraz provokatif bir dille yapıyor. Doğadan uzaklaşıp şehirler kurdukça ekolojinin bir parçası olduğumuzu unuttuk. Aslında buradaki tek amaç bunu çarpıcı bir şekilde hatırlatmaktı. Doğaya bıraktığımız her şey bize geri dönüyor: Plastikler, toksik materyaller, tüm kirleticiler... Çünkü biz ekolojinin bir parçasıyız; tersi düşünülemez. Üstelik, teknolojik gelişmeler tüketim hızımıza ve atık oluşturma kapasitemize yetişemiyor.

Günlük hayatlarımızda yaptığımız küçük değişimlerle çevre ve kendimiz için daha sağlıklı alternatiflere geçiş yapabiliriz. Aslında, bir bakıma eskiye dönebiliriz. good earth, bu dönüşümü, belirli bir tasarım estetiğine sahip ve kullanmaktan keyif alacağımız ürünlerle sağlamayı amaçlıyor. Bu da markanın üçüncü amacı: Doğa ve sağlığımız için iyi olan ekolojik ürünleri severek kullanacağınız ve bağ kuracağınız şekilde sunmak.

good earth’ün mottosu, unuttuğumuz bir gerçeği, yani doğayla olan bağlantımızı hatırlatmak üzere: “Dünya iyi, ya biz?” Yani dünya iyi olursa biz de iyi oluruz; biz iyi olursak dünya da iyi olur.