Mutluluk, şans, keyif.. 

Danimarka’da Lykke bu anlamlara geliyor. İnsanın hayatının her alanında bir Lykke’si olmalı. Yani baktığında mutlu olduğu bir obje, görüştüğünde kendini iyi hissettiği yakın arkadaşları, çok sevdiği bir yemek, bir cafe, severek giydiği bir kıyafet... 

Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu olan Anıl Büke, kurumsal hayatta 2.5 sene çalıştıktan sonra istifa edip Anadolu Yakası’da yeni bir hayata geçiş yapıyor. Üzerine bir coffee shop’ta 2 sene baristalık yaptıktan sonra sadece merak ederek başladığı seramik, en büyük mutluluğu, yani Lykke’si oluyor. Bir süre eğitim aldıktan sonra evinin bir bölümünü atölyeye çeviriyor. Fakat şu sıralar eve de sığamadığı için de yakında bir atölyeye geçiyor. 

Seramiğin bu koşuşturma içinde onu yavaşlattığını, beslediğini, kusurlarıyla barışmasına sebep olduğunu ve kendini tanıma yolunda onun en büyük adımı olduğunu söylüyor.